top of page

Asistan Hekimlikten Akademisyenliğe

Güncelleme tarihi: 17 May 2021

Akademisyen, üniversite ve benzeri yükseköğrenim kurumlarında öğretimi gerçekleştiren, araştırma yapan ve özgün araştırmalarıyla alanına katkıda bulunan kişilere verilen genel mesleki unvandır. Bu tanımı doğrudan vikipediden kopyaladım. Aslında akademisyen, benim gözümde öğrenmeyi ve öğretmeyi seven kişidir. Hayat boyu yeni şeyler öğrenmek ve bundan heyecan duymak, öğrendiklerini başklarına aktarmak için heveslenmek, bunların yanında da öğretebilme becerisi gerektirir akademisyenlik. Eminim sizin çevrenizde de böyle insanlar vardır. Radyasyon onkolojisi camiasında “akademisyen” ünvanını hakeden o kadar çok hoca var ki, belki de onların sayesinde şu an bu yazıyı yazıyorum.


Tıp fakültesinden mezun olduğum anda en ufak bir akademik kariyer düşüncem yoktu. Hatta eğitim araştırma hastanesi ilk tercihimdi. Tabii ki bu durum, üniversitede akademisyen ünvanını almış ama yeterince bize yansıtmayan hocaların varlığı veya benim o yıllarda onları anlayacak kapasitede olmamam vb. nedenlerden ötürü oluşan önyargılarımdan dolayı olabilir.


Aslında bildiğiniz gibi hekimliğin büyük kısmı usta çırak ilişkisi ile öğreniliyor, bir kısmı da kitaplar okuyarak. Ama bilginin asıl kaynağının ne olduğunu ve o bilginin nerden geldiğini bilmeden hafızaya atmak, bizim eğitim sistemimizin bizde bıraktığı etkinin sonucudur. Aslında insan beyni bilgiyi öğrenirken gelen verileri bazı süzgeçlerden geçirir. Yeni bilgileri geçici ya da kalıcı hafızaya atmak için ve daha sonra bu bilgilerden neden sonuç ilişkisi kurarak yeni bağlantılar oluşturmak için beynimizin bazı ön şartları vardır. Bu yapı, bilgiyi okumak ya da duymak ile anlamak arasındaki farkı oluşturuyor.


Tıp sanatı da sürekli kendini geliştiren bir bilim olduğu için; günceli takip etmek, uygulamak ve ilerletmeye katkı yapmak her hekimin görevi olmalı. Zaten bilimin nasıl ilerlediğini gözlemlediğiniz zaman bu durum bir tutkuya dönüşüyor. Henry Ford’un hayran olduğum bir lafı var: “Öğrenmeyi bırakan 20 yaşında da 80 yaşında da olsa yaşlıdır. Öğrenmeye devam eden genç kalır. Hayattaki en harika şey zihni genç tutmaktır.”


Burada şunu da söylemek zorundayım: Birçok branşta asistan hekimler, bırakın bir şeyler okumayı, kendi hayatlarına, ailelerine, arkadaşlarına, hobilerine hatta çömezlik döneminde uyumaya bile vakit ayıramıyor. Bu konuya ilk yazımda girdiğim için detayına girmiyorum.


Konuma geri döneyim. Uzman hekim olduktan sonra da bu alanlara yönelmek mümkün fakat böyle şeylerin ne kadar erken tohumu atılırsa o kadar güçlü olgunlaştığını düşünüyorum. Akademik araştırmaların tıp eğitiminde yeri olmadığı için benim gibi hevesli olmayan öğrencilerin tamamen sıfır olduğu bu konularda yol katetmesi gerçekten zor oluyor. Daha sonra alt başlıklarını da içerecek olan yeni bir yazı yayınlamayı düşünüyorum ama şimdilik birkaç şey söyleyim. Bu işin temelinin çok makale okumak olduğunu düşünüyorum. Ancak hobi olarak bir şeyler okumak yeni başlayanlara sıkıcı gelebiliyor. Kendini zorlamak yerine zorunda olduğun bir durumdan dolayı okumanın gerekmesi daha başarılı sonuçlar sağlayabilir. Örneğin poster hazırlamak. Poster yazmak için bir sürü yazı okumanız, okuduğunuz yazıları derlemeniz ve akedemik bir dille türkçe veya ingilizce yazmanız gerekecek. Öncelikle olgu sunumu daha sonra çalışma olarak poster bildiri yazmak iyi bir başlangıç olacaktır. Daha sonra sözlü bildiriler, çalışmaların istatistiğini yapmak, makale yazmak, kitap yazmaya doğru giden bir yolculuk... “Bunları insan neden yapmak ister ki?” diye sorabilirsiniz. Yazımın başında da söylediğim gibi bilgiyi öğrenmek kadar yaymaya çalışmak da akademisyenliğin bir parçası. Öğrenmek, araştırmak ve öğretmek...


Sevdiğiniz şeyleri öğrenme imkanınız yoksa öğrenmeniz gereken şeyleri sevmeniz gerektiğini üzülerek hatırlatıyım. Zaten insan, bildiği şeyleri sevmeye başlıyor bence. Öğrenecek şeyinizin tükenmediği bir hayat dileyerek ve bu düşüncelerimin olgunlaşmasında katkısı olan hocalarıma ve sevgili Serdar Kuzuloğlu’na (beni tanıyanlar kendisine hayran olduğumu bilir) teşekkür ederek yazımı sonlandırayım.

250 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2 Post
bottom of page